19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun

Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a ayak basması ile başlar milli mücadele. 1. Dünya Savaşı bitmiş, ülke İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunan askerleri tarafından işgal edilmişti. Vaziyet çok kötüydü. Osmanlı Hükümranlığı fiili olarak bitmiş, hükümet ve padişah bir nevi esaret altındaydı. İtilaf devletleri çok ağır şartlar içeren 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile Osmanlı'yı esir almıştı. Ancak daha sonra çok ağır şartlar içeren bu antlaşma şartlarını da aşarak ülke itilaf devletleri tarafından işgale başlanmıştı. İzmir Yunanlılarca, bu günkü Irak ve Suriye'de bulunan Osmanlı toprakları - Urfa, Antep ve Maraş İngilizlerce, Adana ve çevresi Fransızlarca, Antalya ve Konya İtalyanlarca işgal edildi. Birçok vatan haini değişik dernek çatıları altında birleşip halka zulüm edip ortamdan faydalanmakta, ortaya çıkan bölüşümden pay almak için çaba harcamaktaydı. İçinde bulunulan durum çok vahimdi

Basitçe analiz etmek gerekirse yaşanılanlar hayalperest bir idarenin ülkeyi soktuğu savaş ile geleceğini kaybetmesiydi. Batılıların ulaştığı teknolojinin çok gerisinde ve kasası boş olan imparatorluk ortaya çıkan savaşta kendini kullandırmıştı. İşte bu durumda sorumluluk almak, tüm Anadolu'da dağınık bir şekilde kendini korumaya çalışan milli güçleri birleştirmek gerçekten büyük bir cesaretti. Hem de tüm bu olanı biteni tek adam olarak değil, kurulan bir meclis ile halkın gücüyle hayata geçirmek büyük bir incelik ve geleceğe dair detaylar içeriyordu. 

16 Mayıs 1919. Günümüzden tam 100 yıl önce. Bandırma Vapuru 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan yola çıkıp 19 Mayıs 1919'da Samsun'a vardı. Taşıdığı yolcu ise yukarıda anlattığımız vaziyete rağmen vatanı kurtarmanın bir yolu olmalı düşüncesinde olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk idi. O günkü içinde bulunduğu durumu kendisi şöyle izah etmekteydi ;

"Ben 1919 yılının Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, Türk milletine güvenerek işe başladım."

Gazi en çok gençlere güvendi. Burada ifade edilen gençlik sadece fiziksel gençlik değildir, aynı zamanda aklı ve fikri hür gençlik ifade edilmektedir. Aklını kiraya vermeyen, kula kulluk etmeyen, üreten bir gençlik en büyük hayaliydi.

Yaşananları unutmamak bir daha yaşamamak için en önemli eylemdir. Bu bağlamda 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mızı en içten dileklerimiz ile kutluyor, bu vesileyle vatan toprağı için hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.